Bilim
2019 Yılını Geride Bırakırken Son 10 Yılda Bilim Dünyasına Damgasını Vurmuş 35 Bilimsel Gelişme

Yayınlandı
1 sene önceon
Yazar
admin
1. 47 milyon yıllık bir fosil keşfedildi ve insan evriminde kayıp bir zincir olma olasılığı bilim dünyasını oldukça çalkaladı.
2. Hubble uzay teleskobu, o yıla kadar elde edilen “en eski galaksi” görüntülerini yakaladı!
3. 2009 yılının belki de en büyük bilimsel olaylarından biri de, insan evrimi konusunda yeni soru işaretleri yaratan ‘ARDİ’ oldu.
Kaliforniya Üniversitesi’nde uzman Tim White,“İskeletin biyolojik özelliklerinin kavranabilmesi için asıl gerekli olan bölümler kafatası, dişler, leğen kemiği, bacaklar, el ve ayaklardır. Elimizde bunların tümü var. Bu fosillerin en müthiş yönü, evrim sürecinde 4.5 milyon yıl öncesine uzanan kara bir deliğe ışık tutması.” yaptığı açıklamasıyla, Ardi’nin keşfedilmesiyle insanlık tarihinde bir aydınlanma yaşandığının altını çizdi.
4. Rus ve Amerikan fizikçilerin uranyum ötesi olarak kategorize ettikleri Tennesin veya Ununseptiyum olarak adlandırılan 117. element keşfedildi.
5. Sibirya’daki Denisova mağarasında bulunan küçük bir parmak kemiğinin DNA dizisi çıkarıldı ve yeni bir insan türü keşfedildi: Denisovalılar!
Analizler parmak fosilinin en az 50,000 yıl öncesine ait olduğunu ve diğer iki azı dişinin sahiplerinin de 170,000 yıl önce mağarada öldüğünü ortaya koydu.
6. Dünyanın ilk sentetik yaşam formu oluşturuldu ve yeni bir DNA üretildi!
7. İlk kez beyin implantı yapılarak maymunların sanal bir kolu hareket ettirmesi ve nesneleri hissetmesi sağlandı.
Duke Üniversitesi’nden Miguel Nicolelis ve araştırma ekibi, felçli kişilerin kollarını ve bacaklarını tekrar kullanmalarına, dokundukları nesneleri ve yürüdükleri yerlerde dokunma hissini kazanmalarına yardımcı olmak için bütün bu sistemi inşa ettiler. Bilim insanları, herhangi bir dokunma hissi olmadan, insanların tutmaya çalıştığı nesneleri ezmesi veya düşürmesi, araziyi ayaklarının altına alması ve tökezlemesinin kolay olacağını belirtti bu sebeple çok yönlü bir sistem kuruldu.
8. Karahindiba çiçeği üzerindeki fotoğrafıyla akıllara kazınan dünyanın en hafif metali, Guiness Rekorlar Kitabı’na girdi.
Hughes Araştırma Laboratuvarı’nın yöneticisi Bill Carter, “En hafif metali üretmenin amacı, imalat işlemlerindeki esnekliği ortaya koyabilmekti. Aynı yöntemle alüminyum kadar yoğun fakat hava kadar hafif, güçlü ve yararlı bir materyal üretebiliriz. Bu sadece teori değil, ufak bir değişiklikle ulaşılması mümkün bir hedef” dedi.
9. NASA’nın Dawn isimli uzay aracı, bilinen en büyük ikinci asteroit olan Vesta’nın yörüngesine girdi.
Vesta görevinin başındaki isim Chris Russell, “Bu gerçekten heyecan verici bir görev, sadece asteroidin etrafındaki yörüngeye girmek değil, aynı zamanda güneş sistemimizin tarihindeki en eski bölümlerini keşfetme şansımız var.” sözleriyle uzay boşluğundaki bu inanılmaz görevin geleceği nasıl aydınlatacağını vurguladı.
10. Uzayın keşfinde yeni bir dönemin başlangıcı SpaceX’in Dragon’u, uzay istasyonuna ulaşan ‘ilk özel uzay aracı’ görevini başarı ile tamamladı!
Dragon kargo uzay aracı, Uluslararası Test İstasyonu’na ilk gelen uzay aracı olarak tarih yazdı. O zamandan beri Dragon, NASA ile ticari anlaşmalar çerçevesinde kargo taşımayı sürdürüyor.
11. Bilim insanları ‘Tanrı parçacığı’ diye bilinen Higgs bozonunun izine rastladı.
Higgs bozonu, maddenin yapıtaşı olan temel atomaltı parçacıkları ve bu parçacıkların birbiriyle olan etkileşimlerini açıklayan matematiksel modeldeki eksik halkaydı ta ki 2012 yılına kadar… 45 yıldır bilim dünyasının aradığı parçacığın ismi de, fikir babası olan bilim insanı Peter Higgs’ten geliyor.
12. H5N1 kuş gribi virüsü “şarbondan daha korkunç” tartışmalarıyla yeniden gündeme geldi.
Dünya Sağlık Örgütü’nü sentetik grip virüsü araştırması üzerine bir moratoryum çağrısı yaptı.
13. Yeni insan fosilinden 400.000 yıllık bir DNA zinciri çıkarıldı!
İspanya’da bulunan mağaradan çıkarılan fosiller, Sima İnsanları olarak biliniyor. Dahası Sima insanlarından elde edilen genomun, keşfedilen en eski insan genomlarından biri olduğu tespit edildi.
14. 36 yıldır uzay boşluğunda yolculuğuna devam eden Voyager 1, Güneş sistemini terk eden ilk uzay aracı oldu.
Voyager 1 uzay aracı bünyesindeki güneş panelleri ile enerjisini sağlayarak yoluna devam ediyor. Fakat Güneş sisteminden çıkması ile birlikte akıllarda oluşan soru işareti aynı oldu… Enerjisini nereden sağlayacak? Beklenen kötü sonuç olmadı ve Voyager 1 aracı kendisine en yakın yıldızdan ışık alarak yoluna devam etti.
15. Sağlık sektöründe tartışmalara yol açarken, insan hayatında çığır açan yöntem!
İngiltere’de 1996 yılında insan embriyosu üretmek için Dolly adlı koyun kopyalanmıştı. “Hayvanlarda güvenli olmayan bu yöntem, insanlarda da güvenli olmayacaktır. Bu yüzden böyle bir girişim yapılmamalı.” gibi tartışmaları da beraberinde getiren yöntemin amacına ulaşabilmesi ise soru işareti…
16. Oldukça ender görülen ‘kara deniz şeytanı’ olarak bilinen fener balığı ilk kez görüntülendi.
17. Rosetta: 1980’li yıllarda planlandı, 2004’te uzaya fırlatıldı ve tarihte ilk kez 2014 yılında kuyruklu yıldıza iniş yaptı!
Tarihi iniş için, Rosetta kuyruklu yıldız yüzeyine Philae aracını bıraktı ve enerji yetersizliği yüzünden uyku moduna geçen Philae, kendini kapatmadan önce kuyruklu yıldızın yüzeyinden topladığı organik molekülleri Dünya’ya göndermeyi başardı.
18. Dünya’nın en eski adli tıp vakası çözüldü, İngiliz krallarından biri aldatılmış olabilir!
III. Richard’ın akrabalarından alınan DNA örnekleriyle, babadan geçen Y kromozomlarının farklı olması sonucunda kralın aldatılmış olduğu ortaya çıktı. Sadece III. Richard’ın soyunu değil, İngiliz Kraliyet soyunu da etkileyen bu durumu açıklığa kavuşturmak için, diğer kralların iskeletlerinden DNA örnekleri toplanarak test edilecek.
19. 30 yıl aradan sonra yeni bir antibiyotik geliştirildi!
Bu keşif sayesinde insanoğlu artık antibiyotiğe dirençli bakterilerle mücadele edebilecek. Aynı zamanda, basit ama ölüme yol açabilecek bakterilerin etkisiz kalmasını da sağlıyor.
20. 2015 yılında ses getiren gelişmelerden biri de, keskin bir görüş kalitesi sunarak, gözlük ve lenslere meydan okuyan ‘biyonik mercek’ buluşu oldu.
21. 2015 yılına kadar keşfedilen atalarımıza ait en eski fosil bulundu!
22. SpaceX gelecek için büyük adımlar attı, Falcon 9 roketinin dikey inişi tarihe geçti!
Bir roketin dikey olarak inebilme kabiliyeti, ucuz ve kolay bir şekilde tekrar kullanılabileceği anlamına geliyor, bu da inanılmaz miktarda para tasarrufu sağlayacak sistemin ilk denemesi için, oldukça başarılı bir adım diyebiliriz.
23. Gizemli Dokuzuncu Gezegen hipotezi ilk kez 2016 yılında ortaya atıldı.
Dünya’dan 10 kat daha büyük bir kütleye sahip ve Neptün’den 20 kat daha uzak olduğu düşünülen dev gezegen için kolları sıvayan astrofizikçi Konstantin Batygin konuyla ilgili “Eğer Dokuzuncu Gezegen’in varlığını görmezden gelirsek, bu durum problemi çözmektense daha fazla sorun ortaya çıkarır.” dedi.
24. Dünyanın en büyük asal sayısı keşfedildi!
Yeni asal sayı matematiksel olarak 2^74,207,281-1 şeklinde ifade ediliyor.
25. Erken doğumlar için tasarlanan yapay bir rahimde kuzu büyütüldü.
Anne karnı ile birebir imkanları sunması için tasarlanan yapay rahim, 22 hafta erken doğan bir bebeğin gelişimini tamamlama kapasitesine sahip.
26. Uzayın karanlık boşluğunda umut ışığı olan, Trappist-1 yıldız sisteminde 7 gezegen keşfedildi!
Keşif hakkında yapılan araştırmalar sonucunda 2 gezegenin Dünya koşullarına benzer özellikler taşıması, gelecek için hepimize umut oldu.
27. CRISPR gen teknolojisi sayesinde gen değişimleri artık mümkün!
CRISPR gen teknolojisi aynı zamanda tarım alanında da kullanılarak bitki genetiği üzerinde geliştirmeler yapılması bekleniyor.
28. 65.000 yıllık! Dünyanın en eski mağara resimleri keşfedildi.
29. Bilim insanları daha önce varlığını bilmediğimiz yeni bir organ keşfetti.
30. Dickinsonia, şu zamana kadar yaşamış en eski hayvan olarak 558 milyon yıl sonra tarihe geçti.
31. 2018’e damgasını vuran en büyük olaylardan biri de dünyanın en büyük roketi ‘Falcon Heavy’nin uzaya fırlatılması oldu.
32. Bu yıl insanlık tarihini yeniden yazan bir gelişme yaşadık… 67.000 yaşında ‘yeni bir insan türü’ keşfedildi.
33. Karşınızda Ay’ın bu zamana kadar çekilen en net fotoğrafı!
Terrain Mapping Camera ile alınan bu görüntüler, bu zamana kadar çekilen Ay fotoğrafları arasında en net çözünürlüğe ve detaya sahip eşsiz kaynaklar.
34. SpaceX’in en zolu görevi: Falcon Heavy beraberinde 24 uyduyla uzaya fırlatıldı.
35. Bu seneye damgasını vuran ‘Canavar Kara Delik’ fotoğrafı, tarihe evrenin bilinen ilk kara delik fotoğrafı olarak geçti.
Peki sizi en çok etkileyen ve son 10 yıla damgasını vurduğunu düşündüğünüz gelişme hangisi yorumlarınızı bekliyoruz…
Beğenebilirsin
Modern insanlar yaklaşık 40.000 yıl önce Avrupa’ya vardıklarında, tarihin akışını değiştirecek bir keşif yaptılar.
Kıta zaten evrimsel kuzenlerimiz Neandertaller tarafından doldurulmuştu, ki bu son kanıtlara göre kendi nispeten gelişmiş kültür ve teknolojilerine sahip olduklarını gösteriyor . Ancak birkaç bin yıl içinde Neandertaller, türümüzü dünyanın her köşesine yayılmaya devam etmeye bırakarak yok oldu.
Neandertallerin tam olarak nasıl neslinin tükendiği araştırmacılar arasında şiddetli bir tartışma konusu olmaya devam ediyor. Son yıllarda verilen iki ana açıklama, yeni gelen modern insanlarla rekabet ve küresel iklim değişikliği oldu .
Afrika dışındaki tüm modern insanlarda Neandertal genetik materyalinin sürekliliği , iki türün birbiriyle etkileşime girdiğini ve hatta seks yaptığını gösteriyor. Ancak başka türden etkileşimler de olabilir.
Bazı araştırmacılar , taş aletler için av ve hammadde gibi kaynaklar için rekabetin gerçekleşmiş olabileceğini öne sürdüler . Diğerleri şiddetli etkileşimler ve hatta savaşlar olduğunu ve bunun Neandertallerin ölümüne neden olabileceğini öne sürdüler.
Türümüzün şiddetli savaş geçmişi göz önüne alındığında, bu fikir zorlayıcı görünebilir. Ancak erken savaşın varlığını kanıtlamak sorunlu (büyüleyici olsa da) bir araştırma alanıdır.
Savaş mı cinayet mi?
Yeni araştırmalar , insan savaşına dair kanıtların bulunduğu eşiği giderek daha erken hareket ettirmeye devam ediyor. Ancak böyle bir kanıt bulmak, sorunlarla doludur.
Yalnızca silahlardan yaralanan korunmuş kemikler bize belirli bir zamanda güvenli bir şiddet göstergesi verebilir. Ama cinayet veya aile kavgası örneklerini tarih öncesi “savaş” tan nasıl ayırırsınız?

Bir dereceye kadar, bu soru ile karar verildi çeşitli örnekler arasında kitlesel öldürme , bütün topluluklar Neolitik döneme kadar uzanan Avrupa siteler (12.000 6.000 yıl önce, tarımın ilk ortaya çıktığı hakkında) bir dizi bir araya katledilen ve toprağa verildi.
Bir süredir, bu keşifler sorunu çözmüş gibi göründü ve çiftçiliğin bir nüfus patlamasına ve grupların savaşması için baskıya yol açtığını öne sürdü. Bununla birlikte, avcı toplayıcıların kemiklerinin önerdiği daha önceki grup öldürme örnekleri bile tartışmayı yeniden başlattı.
Savaşın tanımlanması
Bir başka zorluk da, tarih öncesi toplumlara uygulanabilecek bir savaş tanımına, anlamını yitirecek kadar geniş ve belirsiz hale gelmeden ulaşmanın çok zor olmasıdır. Sosyal antropolog Raymond Kelly’nin iddia ettiği gibi, aşiret toplumları arasında grup şiddeti gerçekleşebilirken, dahil olanlar her zaman “savaş” olarak görülmez.
Örneğin, cinayet, büyücülük veya diğer algılanan sosyal sapmalar için adaletin dağıtılmasında, “fail” bir düzine kişi tarafından saldırıya uğrayabilir. Bununla birlikte, bu tür toplumlarda savaş eylemleri genellikle tek bir kişinin koordineli bir grup tarafından pusuya düşürülmesi ve öldürülmesini içerir.
Her iki senaryo da esasen dışarıdan bir gözlemciye benziyor, ancak biri savaş eylemi olarak kabul edilirken diğeri değil. Bu anlamda, savaş, içerdiği sayılarla değil, sosyal bağlamıyla tanımlanır.
Kilit nokta, muhalif bir grubun herhangi bir üyesinin tüm topluluğu temsil ettiği ve böylece “geçerli bir hedef” haline geldiği çok özel bir mantık türünün devreye girmesidir. Örneğin, bir grup, kurbanın dahil olmadığı bir baskın için misilleme olarak başka bir grubun üyesini öldürebilir.
Bu anlamda savaş, bir dizi fiziksel davranış olduğu kadar soyut ve yanal düşünmeyi de içeren bir ruh halidir. Bu tür savaş eylemleri daha sonra kadınlara ve çocuklara olduğu kadar erkeklere de (genellikle erkekler tarafından) işlenebilir ve bu davranışın erken modern insanların iskeletleri arasında olduğuna dair kanıtlarımız var .
Fosil kaydı
Peki tüm bunlar, modern insanlar ve Neandertallerin savaşa girip girmediği sorusu için ne anlama geliyor?
Hiç şüphe yok ki, Neandertallerin şiddet eylemlerine karıştıkları ve alıcıları oldukları, fosillerin çoğu kafasında künt yaralanmaların tekrarlanan örneklerini gösteren örneklerle . Ancak bunların çoğu, Avrupa’da modern insanların ortaya çıkışından öncedir ve bu nedenle, iki tür arasındaki toplantılar sırasında gerçekleşmiş olamaz.
Benzer şekilde, erken anatomik olarak modern insanların seyrek fosil kayıtları arasında, çeşitli silah yaralanmaları örnekleri mevcuttur, ancak çoğu Neandertallerin ortadan kaybolmasından binlerce yıl sonrasına aittir.
Neandertallere yönelik şiddete dair kanıtlara sahip olduğumuz yerlerde, bu neredeyse yalnızca erkek kurbanlar arasındadır . Bu, erkekler arasındaki rekabetten ziyade “savaş” temsil etme olasılığının daha düşük olduğu anlamına gelir.
Neandertallerin şiddet eylemlerinde bulunduklarına şüphe olmasa da, “savaşı” modern insan kültürleri tarafından anlaşıldığı şekilde kavramsallaştırma kabiliyetleri tartışmalıdır. Bu iki türün küçük, dağınık popülasyonlarının üyeleri temasa geçtiğinde (buna dair kesin bir kanıtımız olmasa da) şiddetli tartışmaların gerçekleşmiş olması kesinlikle mümkündür, ancak bunlar gerçekçi olarak savaş olarak nitelendirilemez.
Kuşkusuz, Üst Paleolitik dönemden (50.000 ila 12.000 yıl önce) modern insan iskeletlerinde, daha yeni Mezolitik ve Neolitik dönemlerde de aynı kalan, şiddete bağlı bir travma modeli görebiliriz. Ancak, Neandertallerin bu kalıbı izlediği hiç de net değil.

Neandertallerin yok oluşundan modern insanların sorumlu olup olmadığı sorusuna gelince, Avrupa’nın birçok yerindeki Neandertallerin türümüz gelmeden önce yok olmuş gibi göründüğünü belirtmek gerekir . Bu, modern insanların, ister savaş ister rekabet yoluyla olsun, tamamen suçlanamayacağını gösteriyor.
Bununla birlikte, dönem boyunca mevcut olan şey , Neandertallerin tercih ettiği ormanlık habitatları azaltmış gibi görünen dramatik ve kalıcı iklim değişikliğiydi . Modern insanlar, Afrika’yı henüz yeni terk etmiş olsalar da, farklı ortamlara karşı daha esnek ve Neandertallerin hayatta kalma yeteneğine meydan okuyabilecek, giderek yaygınlaşan soğuk açık habitatlarla başa çıkmada çok daha iyi görünüyorlar.
Dolayısıyla, ilk modern Avrupalılar organize savaş yapabilen ilk insanlar olsa da, bu davranışın Neandertallerin ortadan kaybolmasından sorumlu ve hatta gerekli olduğunu söyleyemeyiz. Gezegenimizin doğal evriminin kurbanları olabilirler.
Kaynak:https://theconversation.com/when-did-humans-first-go-to-war-149637
Bilim
PCR Testi Nedir? PCR Testi Nasıl Yapılır? Kimler PCR Testi Yaptırmalıdır?

Yayınlandı
2 ay önceon
Aralık 8, 2020Yazar
adminİnsanlarda enfeksiyona neden olduğu bilinen 7 tip koronavirüs vardır. Bunlardan 4 tanesi hafif ile orta şiddette hastalığa neden olur.
PCR Testi Nedir? Nasıl Yapılır?

Covid-19 Bulaşma Yolları Nelerdir?
PCR Testi Neden Yapılır?
PCR Testi Nasıl Yapılır? Örnek Nasıl Alınır?
PCR Testi İçin Nerelerden Örnek Alınır?
PCR Testi ile Virüs Ne Zamana Kadar Saptanabilir?
PCR Testi Nerede ve Kimlere Yapılır?
PCR Testi Sonucu Nasıl Değerlendirilir? PCR Testi Pozitif Ne Demektir?
PCR cihazında gen bölgesi çoğaltıldıktan sonra ürünler jel ortamda elektrik verilerek bir kontrol ürün ile birlikte koşturulur (elektroforez). Kontrol ürünün moleküler ağırlığı bilinir. Buna göre PCR ürünlerinin moleküler ağırlığına göre ulaştığı yer okunarak (moleküler ağırlığı büyük olan ürün geride kalır) test sonucunun pozitif veya negatif olduğu raporlanır.
PCR Testi Neden Önemlidir? Sonuçları Güvenilir Midir?
Bilim
25 Yılda 8 Sektörde Başarıyı Yakalayan Elon Musk’tan Hızlı Öğrenme Taktikleri

Yayınlandı
4 ay önceon
Ekim 25, 2020Yazar
admin
Elon Musk’tan öğrenilecek bir sürü şey var. Zira o sıradan bir milyarder değil.
Peki Elon Musk bu günlere nasıl gelebildi?
Elon Musk’ın hayatına baktığımızda doğuştan gelen o farklı zekasının onun başarılarını açıkladığını görebiliyoruz. Fakat bunun yanında çokça okuyan biri olduğu gerçeği de göz ardı edilemez bir gerçek.
Elon Musk’ın hayatındaki en önemli noktalardan biri ilk bilgisayarına sahip olmasıyla başladı. BASIC yazılım dilini anlatan bir kitap hediyesi olan bilgisayarla 3 gece boyunca haşır neşir oldu ve 1984 standartlarına göre 3 günde bilgisayar programcısı olmayı başardı. Bu yazılım dilini öğrenmek ise normalde 6 ay süren bir süreç. Elon Musk 3 gün boyunca uyumadan çalıştı ve hatta Blastar adında bir oyun yaratıp bu oyunu 500 dolara sattı.
Bazı şeyleri hızlı öğrenmek içimizdeki bazı duyguları ateşleyebilir. Ne kadar hızlı bir öğrenici olsanız bile örneğin tıp fakültesinde en az 6 yıl vakit geçirmeniz gerekiyor. Halbuki bazı insanlar 6 yıllık bir eğitim programını 3 yılda öğrenebilecek kapasitede olabilirler. Ancak yine de 3 yıl daha okumaları gerekir.
Bu bağlamda kendi kendini eğitmenin önemi çok büyüktür. Zihninizin kapasitesini doğru kullanabilirseniz zamandan tasarruf edebilir ve bu zamanı daha faydalı ve üretken şeylerle geçirebilirsiniz. Tıpkı 6 ayda öğrenilen bir yazılım dilini Elon Musk’ın 3 günde çözmesi gibi…
Elon Musk’ın okuduğu onca şeyi nasıl öğrenip aklında tuttuğu ise merak konusu. Bu konuda şunu söyleyebiliriz. Kendisi artık öğrenmeyi öğrenmiş bir kişi. Peki bir şeyler öğrenmekle yetinmeyip öğrenme mekanizmasını öğrenen birisinden öğrenmek üzerine tavsiyeler almaya ne dersiniz?
Roket Biliminde master düzeyine gelen hatta bu konuda bir kariyer yapan, ayrıca Paypal’ı ve Tesla Motors’u kuran ve tüm bunlar olurken mümkün olan en kısa zamanda bir sürü bilgiyi beynine kaydetmenin bir yolunu da bulan Elon Musk kadar hızlı öğrenmek istiyorsanız buyurun Elon Musk’ın hızlı öğrenme taktiklerine birlikte bakalım.
1) Bilgi bir ağaçtır.
Elon Musk’ın hayranı bir Reddit kullanıcısı Musk’ın bu kadar çok şeyi bu kadar kısa bir zaman aralığında nasıl öğrendiğini soruyor:
“Çok sayıda kitap okuduğunuzu biliyorum ve çok birikimli insanları da işe alıp adeta onların bilgilerini de kendinize katıyorsunuz. Bu kadar bilgiyi hafızalarınızda tutabilmenin bir yolunu bulmuş gibisiniz. Çok merak ediyorum. Bu konuda nasıl bu kadar iyisiniz?
Musk bu sorudaki genel mantığa karşı çıkıyor. Çünkü Elon Musk, insanların birçoğunun tahmin ettiklerinden çok daha fazla şey öğrenme kapasitesine sahip olduklarını fakat bunu fark etmenin tek yolunun bunu denemek olduğunu söylüyor. İnsanların bu konuda daha cesur, daha disiplinli olmaları gerektiğini söylüyor. Bir de taktik veriyor:
“Bilgiyi semantik(anlamsal) bir ağaç olarak görmek çok önemlidir. Detaylar yapraklardır ve konunun temelleri dallardır. Bir konunun tüm detaylarını öğrenmeye başlamadan hemen önce, konunun temel prensiplerini öğrendiğinizden emin olun. Çünkü bu prensipleri öğrenmezseniz detayları asacağınız bir yer bulamazsınız.”
2) Birbiri arasında bağlantı kuramadığınız şeyleri hatırlamak çok zordur.
Bu düşünce birçok açıdan mantıklıdır. Yeni öğrenilen bir bilgiyi hatırlamanın en iyi yolu o bilgiyi zaten bildiğiniz bir şeyle ilişkilendirmektir. Düşünün! Mesela birçoğumuz bazen insanların isimlerini yaşadıkları ya da çalıştıkları yer ile ilişkilendirerek hatırlarız. Musk da bu fikre katıldığını belirtiyor.
Khan Academy kurucusu Sal Khan TED konuşmasında bu konuyu şöyle özetliyor;
“Zayıf bir temel üzerine inşa edilmiş bir ev her zaman zayıf kalacaktır ve aynısı öğrenme için de geçerlidir.”
Eğer daha hızlı öğrenmek istiyorsanız, Musk’ın önerilerine kulak verin ve stratejik yaklaşın. Bir şeyi hızlı öğrenmeyi amaçlıyorsanız ileri düzey konulardan değil, temel konulardan başlayabilirsiniz. Ve öğrendiğiniz şeyleri zaten sahip olduğunuz bilgilerle ilişkilendirmeye çalışın.
Bilim
Stresin İltihaplanmayı Nasıl Tetiklediğine Dair Gizem Çözülüyor

Yayınlandı
7 ay önceon
Temmuz 14, 2020Yazar
adminYale Üniversitesinin çalışması, stresin enflamasyonu nasıl tetikle diğine dair gizemi çözüyor
Enflamasyon: Canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya doku hasarına verdiği hücresel, sıvısal ve damarsal -yangı veya iltihaplanma tarzı- bir yanıttır.
Yale Üniversitesi tarafından yürütülen yeni bir çalışma; birçok stres hormonunun bağışıklık sistemini baskılamasına rağmen, aşırı stresin enflamatuar hastalığı nasıl güçlendirdiğinin gizemini çözdü. Araştırma, bir organizma stresle karşı karşıya kaldığında yağ hücreleri tarafından belirli bir bağışıklık hücresinin salındığını gösterdi.
Onlarca yıldır, stres ve enflamatuar hastalıklar arasındaki bağlantı açıktı; birçok kronik hastalık aşırı stres dönemlerinde etkisini arttırdı. Bununla birlikte, bu açık gözlemin altında açıklanamayan bir paradoks vardı: stres karşısında kalan vücut tarafından salınan kortizol, adrenalin gibi hormonlar bağışıklık sistemine belirgin baskı sağlar ancak stres bir şekilde enflamasyona sebep olur.
Yeni çalışma, yeni bir laboratuvar gözleminden kaynaklandı. Farelerden kan almak doğal olarak stresli bir işlemdir ve araştırmacılar bunun interlökin-6(IL-6) seviyelerinin artışıyla ilişkili olduğunu fark ettiler. Artan IL-6 seviyeleri daha önce otoimmün koşullarda ve aşırı streste rol almıştır fakat tam olarak nasıl arttığı araştırılmamıştır.
Hayvanlar stres karşısında infalamatuar tepkiler göstermemeye başladı
Beklenmedik bir şekilde gerçekleşen yeni araştırmanın sonuçları; IL-6’nın aşırı stres karşısında kahverengi yağ hücreleri tarafından salgılandığını ortaya koymaktadır. Stresli bir durumla karşı karşıya kaldığımızda enflamasyonu arttıran işte bu bağışıklık mekanizmasıdır. Ve farelerde, beyin ve kahverengi yağ hücreleri arasındaki sinyal bloke edildiğinde, hayvanlar stres karşısında infalamatuar tepkiler göstermemeye başladılar.
Fakat bir soru hâlâ cevapsız: stresin neden bu kadar zararlı bir bağışıklık sistemi mekanizmasını tetiklediğini hangi evrimsel işlev açıklıyor?
Burada araştırmacılar IL-6’nın hipoglisemiye aracılık etmede önemli bir rol oynadığını keşfettiler. Esasen bu, vücudun “savaş ya da kaç”a tepkimiz için yakıt olarak gerekli glikoz üretimindeki artışlara hazırlanmasına yardımcı olur. (Savaş ya da kaç tepkisi: Savaş ya da kaç tepkisi algılanan zararlı bir olaya, saldırıya veya hayati tehdide yanıt olarak ortaya çıkan fizyolojik tepki. İlk olarak Water Bradford Cannon tarafından tanımlandı.)
Bu sebeple, bu bulgular sadece bir dizi otoimmün hastalık için değil, aynı zamanda birçok zihinsel sağlık bozukluğu için de zorlayıcı yeni araştırma yolları sunmaktadır. IL-6 farelerde bloke edildiğinde, hayvanlar ajitasyon belirtilerinde önemli bir azalma gösterdi, bu da bağışıklık mekanizmasının anksiyete ve depresyonda rol oynayabileceğini düşündürdü.
IL-6 önleyici ilaçlar zaten var ve eklem iltihabı gibi otoimmün durumları tedavi etmek için kullanılmıştır. FDA onaylı ilk IL-6 önleyicisi olan Tocilizumab, halihazırda bir antidepresan tedavi olarak denenmektedir.
Bilim
250 Milyon Yıl Sonra Dünya Nasıl Gözükecek?

Yayınlandı
8 ay önceon
Temmuz 4, 2020Yazar
admin
Öldükten sonra Dünya’ya ne olacağını bilemezsiniz ancak bu güzel video sayesinde gözünüz açık gitmeyeceksiniz. Buyrun, kendiniz görün.
250 milyon yılda dünya
bildiğiniz gibi dünya’nın dış kabuğu, manto üzerinde yavaşça kayan plakalardan, başka bir deyişle levhalardan oluşuyor. bu durum dünya’nın yüzeyinin, kıtaları birleştirerek veya ayırarak zamanla değişmesine, hareket etmesine olanak sağlıyor.
işte, northwestern üniversitesi’nin bu alandaki profesörü chris scotese’in hazırladığı, levha tektoniklerinin, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin gelecekte dünya’nın görünümünü nasıl etkileyeceğini konusundaki araştırmalarından yola çıkarak hazırladığı animasyonlu güzel bir modelleme videosu.
ilgili animasyon videosu
ayrıca ilgili profesöre ait bu youtube kanalında farklı konularda kendisinin hazırlamış olduğu birçok animasyon videosuna ulaşabilirsiniz:

Fakir Bir Ailede Doğup Ülkenin En Zengin Adamı Olmak: Baidu’nun Kurucusu Robin Li

ABD Ordusunun 10 Gizli Silahı

Dünyanın Neresinde Olursanız Olun; Bu Meslekler Her yerden Yapılıyor

‘Okuduğum Kitap Aklımda Kalmıyor’ Diyenlere 5 Etkili Yöntem

Harry Potter ve Sırlar Odası oyuncuları kim? Harry Potter ve Sırlar Odası ne zaman çekildi? Harry Potter ve Sırlar Odası konusu nedir?

Teneke Kutulardaki Gizli Plastiği Evde Nasıl Açığa Çıkarabilirsiniz.

Bu Sakız, 10.000 Yıl boyunca Kendisini Çiğneyen Eski İnsanların DNA’sını Sakladı.

Çikolata Yiyince Neden Mutlu Oluyoruz?

Bu Siteleri Kimse Söylemez: Tıkladıktan Sonra Keşke Daha Önce Duysaydım Dedirten Hepsi Bedava 13 İnternet Sitesi

Eski bir Google Mühendisi, Yapay Zekaya İbadet Edilen Bir Din Hareketi Başlattı..

250 Milyon Yıl Sonra Dünya Nasıl Gözükecek?

Evrenin Geleceğine Dair 29 Dakikalık Büyüleyici Bir Video: Zamanın Sonuna Yolculuk

Koronavirüsün Bir Market İçinde Nasıl Yayıldığını Gösteren Korkutucu Video

Karantina Günlerini Eğlenerek Geçirmenizi Sağlayacak 9 İnternet Sitesi

Mutlaka İzleyin: Koronavirüs Hakkında Her Şeyi Anlatan Muhteşem Animasyon
En Çok Okunan Yazılar
- Nasıl Yapılır2 ay önce
Bu İki Kelimeyi Kullanmaya Başladığınızda Hayatınız Değişecek
- Kişisel Gelişim3 ay önce
Strese Bakış Açınızı Tamamen Değiştirecek 2 Dakikalık Video
- Haberler2 ay önce
PMYO, PAEM ve PÖH 2021 alımı ne zaman? EGM polis alım şartları nedir?
- Kişisel Gelişim2 ay önce
Sınavlarda Yardımınıza Koşacak 12 Kolay Ezberleme Yöntemi
- Bilim2 ay önce
PCR Testi Nedir? PCR Testi Nasıl Yapılır? Kimler PCR Testi Yaptırmalıdır?
- İnsanlar3 ay önce
Zuckerberg ve Musk’un da Kullandığı Bi Öğrenme Tekniği: 20 Saat Kuralı
- Haberler2 ay önce
Fiat Egea fiyat listeleri açıklandı! İşte aralık ayına özel kampanyalı fiyatlar
- Girişimcilik2 ay önce
Valör ne demek? Valör Nedir? Valör tarihi ne demek?