Kim çevresi tarafından beğenilen biri olmak istemez ki?
Harvard’lı bir psikiyatrist olan Helen Riess sizi anında daha beğenilir biri yapacak formül paylaştı: İlişkilerde, çalışma hayatında ve daha iyi bir lider olmak için “Empati Etkisi: Nörobilim Temelli 7 Anahtar”
Helen Riess formülünü EMPATHY olarak kısaltıyor. Empati kelimesinin İngilizcesinin kısaltma olarak kullanan psikiyatrist, her bir harfin de açılımına anlamlar yükleyerek bir bütün oluşturuyor.
Yaptığı araştırmalara göre daha beğenilen biri olmak için hem empatiyi öğrenmeli hem de açılımını hayatımıza yedirmeliyiz.
1) Göz Teması (Eye Contact) [E]
Göz temasının önemini yüzlerce çalışma göstermiş olsa da, altını çizmekte büyük fayda var. Bilim insanları göz temasının etkilerini incelediler ve aynı sonuca vardılar: göz teması başkalarıyla samimi bir ilişki kurmaya yardımcı oluyor.
Göz temasının en önemli kısmı ise, yapılan kişiye dik dik bakmanın göz teması kategorisine girmemesi. Elbette kimi zaman gözlerinizi iletişim kurduğunuz insandan ayırabilirsiniz. Ancak aradaki dengeyi karşınızdaki insanla uyumlu bir şekilde yakalamanız gerekiyor.
Destekleyici araştırma: Affective Eye Contact: An Integrative Review
2) Mimiklerinizi Yansıtan Kas Gruplarınız (Muscles for Facial Expression) [M]
Doğamız gereği, ayna nöronlarımız sayesinde yüz ifadelerini de otomatik olarak taklit etme eğilimde oluyoruz.
Örneğin karşınızdaki insan size gülüyorsa, sizin de gülümsememeniz çok zordur. Bu durumlar çoğu zaman karşılıklı ilerler.
Aynı zamanda beynimiz sahte ya da zorla yapılan gülümsemeyle samimi gülümsemeyi de deşifre etmek için programlanmıştır.
İnsanlarla bağlantı kurarken yüz ifadenizin samimi olması büyük bir önem taşıyor.
İlgili araştırma: Facial expression form and function
3) Duruş (Posture) [P]
Duruşunuz sizin hakkınızda tahmin ettiğinizden de çok fazla şey söylüyor. Yapılan araştırmalara göre dik oturmak, ve vücudunuzu konuştuğunuz kişiye doğru yöneltmek karşınızdaki insanın size hem güven hem de saygı göstermesi için büyük bir kapı aralar.
4) Etki (Affect) [A]
Etkiler duyguları temsil eder. Riess, iletişim halindeyken başkalarnın duygusal durumlarına dikkat etmemizi öneriyor.
Başka birinin duygusal durumunu anlamak (üzgün, kaygılı, telaşlı) onlarla daha etkili iletişim kurmanıza yardımcı olacaktır.
5) Ses Tonu (Tone of Voice) [T]
Ses tonunuz, vokal hızınız ve ses ritminiz gibi terimler dilbilimcilerin “prosody” olarak adlandırdığı yani başkalarının sizi nasıl algılayacağı konusunda önemli bir rol oynar. Riess bu konunun önemini şöyle vurguluyor:
“Konuştuğunuz her kelime aslında kendi anlamının önüne geçen başka bir duygu katmanına sahip”
Yani başkalarında bıraktığınız etki, sadece söylediğiniz kelimelerden ibaret değil.
Kendi ses tonunuzu bulabilmek için yapmanız gereken en önemli 2 egzersiz:
1) Elinizi sırtınıza koyup konuştuğunuzda sırtınızın titrediğini hissederseniz, doğal ses tonunuzu bulmuşsunuz demektir. Bu aralıkta ilerlemeye çalışın.
2) Yatay bir pozisyonda bir elinizi karnınıza bir elinizi göğsünüze koyun. Burnunuzdan nefes alın ve ciğerlerinize yerine karnınızı şişirmeye çalışın. Diyafram nefesi ses tonunuzu daha etkili bir hale getirmenin yanında, sağlıklı bir soluk düzenini de beraberinde getirir.
İlgili araştırma: How Voice Tone Affects Your Relationships
6) Bütün Kişileri Duymak (Hearing the Whole Person) [H]
İletişim çift yönlüdür. Karşınızdaki insanı aktif bir şekilde dinlemek kendinizi etkili bir şekilde ifade edebilmek kadar önemlidir. Riess bu durumu şöyle tanımlıyor:
“Empatik dinleme, başka bir kişiye tamamen dikkatinizi vermek, şefkatle ve yargılamadan yanıt vermek anlamına gelir.”
7) Cevabınız (Your Response) [Y]
“Paylaşılan sinir ağları aracılığıyla başkaları hakkındaki duygularınız, söyledikleriniz ve yaptıklarınız, başkalarının söylediklerinizi nasıl deneyimlediği hakkında çok önemli bilgiler iletebilir.” —Helen Riess
Başka bir deyişle kendinizden şüphe duyuyorsanız, insan doğası gereği bu dillendirilmese de bir his olarak fark edilecek ve kurduğunuz iletişimi etkileyecektir.