Hepsi Gerçek Yaşam Öyküsü! Dünyaya İz Bırakmış Kişilerin Kendi Kalemlerinden Okuyacağınız 15 Otobiyografik Kitap
Bir insanı en iyi yine kendisi anlatabilir. Kendini anlatmak ise gösterilebilecek en büyük cesarettir. Kendilerini olduğu gibi, samimi, apaçık yürekle yazmış kişilerin yaşam öykülerine konuk ediyoruz sizi.
1. Sol Ayağım-Christy Brown
2. Kavgam-Adolf Hitler
Yirminci yüzyıl siyasal tarihi açısından önemli bir yapıt olan bu eserde Hitler, “nasyonal sosyalizm” adını verdiği dünya görüşünün açıklamasını yapıyor ve amaçlarını bildiriyor.
“Ben dünyaya insanları güçlü yapmak için gelmedim, onların güçsüzlüklerini kullanmak için geldim. ”
3. Hayatım-Agatha Christie
4. Bir Dinozorun Anıları-Mina Urgan
“Oğuz Atay’ı ayaküstü ve o kadar az gördüm ki, onunla ilgili ancak bir tek izlenim edindim: Koskocaman bir kediye benziyordu tıpkı. Çok kocaman ve çok güzel bir kediye, öyle benziyordu ki, ona elimi uzatınca ‘miyaaav’ diyeceğini sandım. Miyavlayacağı yerde ‘tanıştığımıza memnunum’ deyince şaşırıp kaldım.”
5. Çocukluğum/Ekmeğimi Kazanırken/Benim Üniversitelerim-Maksim Gorki
6. Kısa Hayat Öyküm-Abidin Dino
“Benim yapabildiğim, yaptığımı umduğum, son soluğuma değin yapacağım -ki önümde uzun bir zaman yok, biliyorum- bu birtakım şeylerin yaklaşmakta olduğu duygusunu yaşamak ve yaşatmak. Her zaman felaketleri düşünmemek gerek. En korkunç acılardan sonra tüm bu yaşadıklarımız, olağanüstü güzellikte bir yaşama dönüşebilir.”
Kısa Hayat Öyküm’de, resimleri, desenleri, karikatürleri, heykelleri, öyküleri, denemeleri ve tüm bir yaşamıyla bize hep sanatın ve yaşamın ne olduğunu göstermiş olan Abidin Dino’nun yaşamöyküsü yer alıyor.
7. Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim-Nazım Hikmet
8. Nikola Tesla Kendini Anlatıyor-Nikola Tesla
“Ben asıl işi yapmak için hiç acele etmem. Bir fikrim olduğunda önce onu hayalimde geliştirmeye başlarım. Konstrüksiyonu değiştiririm, geliştiririm ve cihazı ilk önce zihnimde çalıştırırım. Benim için, türbinimi aklımda ya da atölyemde çalıştırmak aynı şeydir. Eğer dengesizlik varsa notlarımı alırım. Arada hiçbir fark yoktur, sonuçlar aynıdır. Bu şekilde, bir fikri hiçbir şeye dokunmadan hızlıca geliştirebilir ve mükemmel bir hale getirebilirim. Eğer zihnimde icadımla ilgili düşünebildiğim her şeyi yaptıysam ve hiçbir yerde hata görmüyorsam, beynimin bu ürününü somutlaştırabilirim. Cihazım da çalışmasını düşündüğüm şekilde çalışır ve tüm deney süreci planladığım şekilde gerçekleşir. Yirmi yıl içinde bir kere bile aksama olmadı. Neden olsun ki?”
Dünyanın en önemli bilim insanlarından birisi olarak kabul edilen Nikola Tesla bu kitabında kendi kaleminden hayatını anlatıyor; çocukluğundan, eğitiminden, icatlarından, rakiplerinden bahsediyor.
9. Geleceği İnşa Eden Adam-Elon Musk
10. İtiraflar-Jean Jacques Rousseau
” (…) Beni ölecek halde gördüğünüz zaman, bir meşenin gölgesine götürün, size vaat ederim ki oradan geri döneceğim.”
Rousseau’nun ölümünden sonra yayımlanan otobiyografik yapıtı itiraflar’ın en belirgin özelliklerinden biri kuşkusuz açık yürekliliği ve cesaretidir. Yazarın doğumundan (1712) 1765 yılına kadar geçen sürenin öyküsünü anlatan eser, bir taraftan samimi anılar üzerinden bize seslenirken, diğer taraftan da otobiyografik bir roman olarak okunabiliyor.
11. Benim Kısa Tarihim-Stephen Hawking
“Ben 8 Ocak 1942’de, Galileo’nun ölümünden tam üç yüz yıl sonra doğdum. Tabii, benimle aynı gün iki yüz bin civarında başka bebek de doğdu. Onlardan herhangi biri sonradan astronomiyle ilgilendi mi, bilmiyorum.”
Stephen Hawking, İkinci Dünya Savaşı sonrası yokluk yıllarında geçen çocukluğunu, arkadaşlarının kendisine “Einstein” lakabını taktığı okul günlerini, 21 yaşında yakalandığı hastalığını, Oxford ve Cambridge yıllarını, evliliğini, çocuklarını kendine has üslubu ve espri anlayışıyla anlatıyor…
12. İtiraflarım-Lev Nikolayeviç Tolstoy
“Sevdiğin insanları kaybetmeye alıştığın zaman, hayatı önemsememeye başlıyorsun.”
İtiraflarım’da karşılaştıklarımız, Tolstoy’un intihara, yaşama ve ölüme dair düşünceleri, yazdığı eserlere bakış açısı Tolstoy okuruna şaşırtıcı bir otobiyografi eseri sunar. Ailesi, inançları, çocukluğu, kalbinde yeşermiş kötü düşünceler ve hatalarıyla gerçek bir itiraf metni olan eser, edebiyata dair okumalarınızda mutlaka yer vermeniz gereken bir klasik.
13. Bir Özyaşam/Hakikatin Peşinde Başımdan Geçenler-Mahatma Gandhi
“Benim amacım, gerçek bir yaşam öyküsü yazmak değil, ben sadece gerçek yolunda edindiğim sayısız tecrübemi anlatmak niyetindeyim.”
Mohandas K. Gandhi 1869’da Hindistan’da doğdu. Londra’da eğitim gördü ve daha sonra ırkçılığın en kötüsünü bizzat yaşadığı Güney Afrika’da avukatlık yapmaya başladı. Yaşarken İngilizler için bir suçlu, Müslümanlar için bir kahraman, Hindular içinse kutsal bir adamdı. Irkçılığa, sömürgeciliğe karşı gösterdiği pasif direnişle koca bir ulusu bağımsızlığa taşıyan, tarihin akışını değiştiren kişiliklerden biri oldu.
14. Dünün Dünyası-Stefan Zweig
“Yazacaklarım, benim yaşadıklarım olmaktan çok, bütün bir kuşağın yaşadıklarıdır, diyor.19. yüzyıl Avrupasının görece güvenli, tekdüze ortamında yetişen kuşaklar, 20. yüzyılın hemen başlarında öyle olaylarla yüz yüze geldiler ki, başka zamanlarda belki dokuz-on kuşağın yaşayacağı olaylar ve kökten değişmeler bu kuşağın insanlarının yüreklerinde, benliklerinde onulmaz yaralar açtı. Dün ve bugün arasında bütün köprülerin yıkıldığı, bütün değerlerin altüst olduğu yıllarda, peş peşe iki dünya savaşına, Almanya’da Nasyonal Sosyalizmin doğup büyümesine, evinden ve ülkesinden kopmanın, ülkeden ülkeye göç etmenin, anayurdu saydığı Avrupa’nın mahvolmasını görmenin acılarına dayanamayarak 1942’de hayatına son veren bu duyarlı yazarın anıları, kişisel bir anlatım olmanın ötesinde yüzyılımızın ilk yarısının ruh dünyasının da bir el kitabı sayılmaktadır. 60 yıllık ömründe görmediği, tanık olmadığı, acısını çekmediği hiçbir felaket kalmadı. Anlattıklarımızla bir gerçek kırıntısını bile bizden sonraki kuşağa ulaştırabilirsek yine de boşuna yaşamış sayılmayız” diyor.
15. Angela’nın Külleri-Frank McCourt
BONUS 1: Tuncel Kurtiz-Bölük Börçük
BONUS 2: Anne Frank’ın Hatıra Defteri-Otto Frank
-Anne Frank 12 Haziran 1942 ile 1 Ağustos 1944 arasında günlük tutmuştur. Mektupları, radyoda sürgün olan Kültür ve Bilim Bakanı Bolkestein’in konuşmasını dinleyene kadar sadece kendine yazdı .Bolkestein, savaştan sonra Hollanda halkının Almanlardan gördüğü zulme şahitlik eden tüm belgelerin toplanıp yayınlanması gerektiğini söylüyordu. Örnek olarak da günlükleri veriyordu. Bu sözler Anne Frank’ı çok etkiledi ve savaştan sonra bir kitap çıkarmaya karar verdi. Günlükleri bu kitap için temel olacaktı.-