Herkes hayatının belli dönemerinde kendini yoğun bir stres altında hissetmiştir. Bu dönemlerin kısa süreli ya da uzun süreli olması fark etmeksizin hayatın kaçınılmaz bir gerçeği olduğunu kabullenmeliyiz.
Bu stresli zamanlarda kendimizi rahatlatmak ve özgüvenimizi tazelemek için en verimli yollardan birinin mikro ustalık adı verilen bir kavram üzerinde yoğunlaşmak olduğunu fark ettim.
Ustalık denildiğinde aklınıza her zaman bir konu üzerinde 10.000 saat çalışmak gelmesin. Mikro ustalık da normal uzmanlıklar gibi somut bir konuda gelişmeniz üzerine odaklanıyor. Ancak çok daha az adanmışlık gerektiriyor. Konu seçimi konusunda da tamamen özgürsünüz. Hayatınıza direkt etki etmesine gerek yok.
Bu origami öğrenmek olabilir, ahşap boyama olabilir, bir yemeği mükemmel yapmak olabilir ya da yeni bir dans öğrenmek olabilir.
Mikro ustalıklar tekrarlanabilir ve gelişime açık konulardan oluştuğu için her zaman verdiğiniz emeğin karşılığını alabiliyorsunuz.
Kendinizi iyi hissetmek için herhangi bir konuda kendinizden ödün vermenize gerek yok.
Mikro ustalık fikri ilk olarak yazar Robert Twigger’ın Micromastery: Learn Small, Learn Fast, and Unlock Your Potential to Achieve Anything isimli kitabında geçiyor. Yazar, kendisi için gerçekten değerli bir beceri kazanması için yıllarca çalışması gerektiği fikrinden rahatsız olduğunu, ancak üretmeye ve öğrenmeye devam etmek istediğini, bu yüzden de bir mikro ustalık seçtiğini söylüyor: Mükemmel bir omlet yapmak.
Sizi rahatlatacak ve öğrenirken çok zorlamayacak bir konu seçin ve o konuda hızlıca ustalaşın. Emin olun, kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz. Sadece ustalaştığınız için değil, süreç içerisinde bulunmak da sizi bir hayli rahatlatacak.
Dingin bir zihin için mikro ustalık nasıl kullanılır?
Bir konuya tamamen odaklandığınızda ve öğrenme gayretine girdiğinizde Çek psikolog Mihaly Csikszmentmihalyi’nin (Evet soyadını yazarken 3 kez kontrol ettim) isimlendirdiği bir durum olan “akış durumu”na geçmiş oluyorsunuz. Bu durumu bir konuya başka hiçbir dış etkeni umursamayarak odaklanmak ve tamamen izole olarak konuyla bütünleşmek olarak özetleyebiliriz.
Çocukların oyun oynarken kendilerini ne kadar kaptırdığını fark etmişsinizdir. Tamamen oyuna odaklanırlar ve bazen dikkatlerini başka yöne çekemezsiniz. Akış durumunun en basit örneği budur.
Akış durumundayken, vücudunuz tıpkı meditasyon yapıyormuş gibi faaliyet gösterdiği için, stres ve kaygılarınız gözle görülür derecede azalır.
Başarılı bir mikro ustalık süreci, nasıl özgüven artışı sağlıyor?
Twigger bu konuyu şöyle özetliyor:
“Mikro ustalık sayesinde birden çok alana aktarabileceğiniz öğrenme süreçlerine hakim oluyorsunuz. Hızlı öğrenme, performans becerileri ve hafıza geliştirme gibi temel özellikler mikro ustalığınızın yapı taşlarını oluşturduğu için, birçok konuda aynı sürece kolayca adapte olabilirsiniz.”
Mikro ustalık sayesinde temel süreçlerine alışkın olduğunuz yeni bir konuyu, birçok insandan daha hızlı öğrenme ihtimaline sahipsiniz.
Uzun vadede beyin sağlığınız için ne gibi yararları var?
Bilişsel fonksiyonlarınızın gerilemesinde genetiğiniz, beslenme alışkanlıklarınız, yaşam standartlarınız elbette belirleyicidir. Ancak sürekli olarak aktif öğrenme süreci, bilişsel fonksiyonlarınızı idmanlı tutarak Alzheimer gibi hastalıkların belirtilerinin yaşanmasına engel olabiliyor.
2013 yılında yapılan araştırmada 65 yaş üstü 2 bin kişiye farklı beyin egzersizleri verildi ve bilişsel fonksiyonları 10 yıl boyunca periyodik olarak takip edildi.
Sonuçlar, beyin egzersizlerinin uzun vadede bilişsel sağlığın korunmasında yardımcı bir unsur olabileceği doğrultusundaydı.
Kağıt katlayarak ya da mükemmel bir omleti yapmaya çalışırken onun her detayına dikkat ederek beyninizi geliştirmiş olmak harika değil mi?
