Yurt Dışında Yaşamak İstiyorum Ama Nasıl? İşte 11 Adımlık Güzel Bir Rehber
1) Şirketini Değiştirmeden Yurt Dışında Çalışmak Mümkün Mü?
En kolayı mevcut iş yerinizin yurt dışı işbirliklerine veya ofislerine başvurmak.
Gereken koşulları öğrenerek, açık pozisyonlar hakkında bilgi almak ve bunun için çalışmak. Bu süreçte şirket insan kaynaklarınızla veya gitmek istediğiniz ülkedeki çalışanlar ile bağlantıya geçebilirsiniz. Mail ve iletişim bilgileri zaten sistemde mevcuttur, değilse de LinkedIn’den ekleyerek mesaj atabilirsiniz.
2) Hangi Ülkede Yaşamak İstiyorsun?
Hatta hangi şehirde yaşamak istiyorsun? “Evet sanki bu karar da bana kalmıştı Neresi olursa giderim ki ben” deme lütfen. Gözlemlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki; yapılan en büyük hata onun bunun sözlerini baz alıp, kendi yaşam tarzını ve isteklerini hiçe sayarak bir yere taşınmaya karar vermek.
Bir dakika, sen soğuk havalara katlanabilir misin? Doğayı seviyor musun? Akşam iş çıkışı arkadaşlarla bir kaç bir şeyler içmeden olmaz mı diyorsun? Seminerler, kongreler, iş imkanları fazla mı olsun? Nerede evinde gibi hissedebilirsin? Hayat pahalı mı? Kalabalık mı olsun, yoksa izole mi? Yalnız kalabilir misin?
Karakterinize uygun bir yere gidin, hayattan yapmaktan hoşlandığınız şeyleri yapmaya devam edebileceğiniz yerlere gidin. Kendinizi düşünün, karakterinizi düşünün, hayatta ne yapmak istediğinizi düşünün, ona uygun bir yer düşünün.
Lütfen ama lütfen sadece bir yeri terk etme güdüsüyle davranmayın. Kendiniz için, sevdiğiniz bir şeyleri yapabilmek için gidin. Gidecekseniz güzel bir hayat kurabilmek için gidin. Acıdan kaçmak iyi bir motivasyon kaynağı, fakat isteklerin ve neyi sevdiğin de bir o kadar önemli.
Buna ekran karşısında karar vermen çok zor. Oranın havasını solumadan buna karar vermek, çoğu zaman gidenler için hayal kırıklığına sebep olabiliyor. Beklentilerimiz hep çok yüksek çünkü. Gidemiyorsak bile oradaki lokal insanlarla konuşmak, soru sormak önemli. Kendimizi ve ihtiyaçlarımızı tanımak da.
Yaşamak istediğin 5 yeri yaz hadi, ve neden oralarda yaşamak istediğini. Bakalım ortak noktaları ne? Bunları barındıran başka yerler de olabilir mi? Biraz daha araştır lütfen.
3) O Dili Öğren, Hatta Bir Tane Daha Öğren
“Yurt dışında yaşamak istiyorum” diyenlerin bahanesiz bir şekilde çözmesi gereken bir konu bu. Hangi ülkeye gitmek istiyorsan, o ülkenin anadilini konuşabilmek çok büyük avantaj. Eğer konuşamıyorsan da İngilizce’ne ek olarak o dili kendi çabalarınla öğrenmeye başla lütfen. Harika uygulamalar var bunun için.
Araştır lütfen, kendi kendine öğrenemiyorsan da hem bulunduğun yerdeki, hem de yurt dışındaki dil okullarına bakabilirsin taşınma kararı almadan önce. Karar veremeyenlerin en çok tercih ettiği yöntemlerden birisi de bu. Ya da istersen şöyle yöntemler de var.
4) Keşke Hep Öğrenci Kalsam Diyenler İçin Kurs, Yüksek Lisans, Doktora?
Bu konuda çok deneyimim olmasa da, bir enstitü aracılığıyla yurt dışına çıkmak seni rahatlatabilir. En azından ne iş yapmak istediğine karar vermen için zaman kazandırır.
Yeteneklerini geliştireceğin kısa dönemli sertifika programları ya da kursları da araştırabilirsin. Aşçılık, Yazılım, Gamification, İnovasyon, Girişimcilik, Sihirbazlık artık ne istiyorsan araştır lütfen.
Yüksek lisans veya doktora için ise inan bana sürece çok hakim değilim ama o okulda okuyan harika insanlar belki sana yardımcı olabilir, sormaya ne dersin?
Bir de eğer ciddiysen bu kararında, IELTS sınavına girebilirsin en kısa zamanda. İş ve üniversite başvuruları için çok önemli, tabii bu sınavın fiyatı biraz pahalı olduğu için iyi hazırlanıp girmek önemli. Çünkü son iki yılda en düşük notunun 6 veya 6.5 olması bekleniyor çoğu ülkede(Özellikle de İngiltere’de ve Avustralya’da).
5) Portföyün, Özgeçmişin, Referansların Hazır ve Güncel mi?
Ve tabii ki İngilizce mi?
Global bir dilde hazırlaman seni daha görünür ve ulaşılabilir yapacaktır. Özellikle LinkedIn profilinin İngilizce olması önemli ama yeterli değil.
Ya cidden bunları yazarken sıkılıyorum, belki okurken sen de sıkılıyorsun ama tekrar etmek gerek bazen. Zaten işin en sıkıcı tarafları bunları güncellemek. Erteleyip duruyoruz hep öyle değil mi, ama aynı zamanda o kadar önemli ki. Haydi az kaldı biraz daha zorlayacağım sizi izninizle.
Evet nerede kalmıştık 🙂
İnsan kendini anlatırken ve betimlerken nedense çok sıkılıyor, hemen olsun bitsin istiyor ama eh işte bu işler pek de öyle yürümüyor dostum. Yurt dışında yaşamak da başlı başına zor bir süreç zaten.
Güvendiğin birine fikirlerini sorabilirsin, destek alabilirsin. Başka bir bakış açısından fikir almak iyidir. Senin göremediğin hataları düzeltebilir. Aman diyeyim CV’nde ya da başvurunda yazım hatası olmasın, lütfen. Dikkat.
Görünür ve hazır olabilmen için şimdiye kadarki tüm başarıların mümkünse yazılı olarak hazır olsun. Anahtar kelimelerini belirle ki seni ulaşılabilir kılsın.
6) Peki Nasıl Başvuru Yapacağız?
Test ve ezber mantığıyla olmaz ki ama bu işler. Alışmışız hep, “apply” tuşuna basmak sanıyoruz iş başvurusunu, oysa ki çoook çok önceden başlaması gerek bu sürecin. Yurt dışında yaşamak hayalinden bahsediyoruz sonuçta. O tuşa basmak sadece kısa dönemli bir araç seni iş görüşmesine çağırmaları için. Asıl matematik ondan önce, ama her şeyini hatasız, güncel, enerjik ve ilgi çekici olarak hazırladıktan sonra başvuru aşaması geliyor.
Sizlerle bazı iş başvuru sitelerini paylaşmak isterim, daha fazlasını da siz paylaşabilir ya da bana değerli yorumlarınızla önerebilirsiniz. Paylaşmak değer vermektir.
www.glasdoor.com // www.monster.com // www.academicwork.com // www.manpower.com // www.jobvite.com // berlinstartupjobs.com jobspotting.com/en/ // jobbatical.com/explore // www.europelanguagejobs.com // www.indeed.co.uk // ec.europa.eu/eures/public/en/homepage // jobs.gaijinpot.com // www.toplanguagejobs.co.uk // www.make-it-in-germany.com/en // http://www.ewirecruitment.com // angel.co/jobs // monsterboard.nl
Bu arada, hatırlatmakta fayda var, kimse ama kimse bu sitelere girip sizin yerinize başvuru yapmayacak. Bütün bunları sizin yapmanız gerekiyor.
Çok açık ve net söylemek istiyorum ki, buradaki işinizi sevmeyip, kendinizi geliştirmeyip, tüm umut ve hayallerinizi yurt dışına endeksli yaşıyorsanız bundan sonuç almak çok zor.
Aman canım ben orada garsonluk da yaparım diyorsan eğer, hayatında hiç garsonluk yaptın mı? diye sormak isterim.
Yani bizler de malesef bir de mesleklere üsten bakmacılık var. Eş dost ne der, ailem benden utanır mı, ayıp mı derken tuhaf bir iş anlayışımız oluşuyor. O yüzden hassas bir konu diyorum ya oraya gidip mutlu olamazsan kimseyi suçlama lütfen.
Çoğu zaman bu seçenek korkutuyor zaten bizi, “ya beklediğimi bulamazsam?” Bulamayabilirsin ama bu zaten yolculuğun kendisi, bulamazsan, o zaman da başka bir şeyler araştırmaya başlaman gerekecek. Öylece durup da akıntıda sürüklenmek yok artık, devir değişiyor. Hem de çok hızlı.
Aslında neyde iyiysen o konuda iş bulma ihtimalin artacak. O yüzden hemen şimdiden uzmanlığını arttıracak çözümlere odaklanmak isteyebilirsin.
LinkedIn jobs, ülkeye özel headhuntlar, HR danışmanları var. Onları bulup, kendinizi çok ama çok iyi ve net anlatan mailler atabilirsiniz. (stalker gibi sürekli rahatsız etmeden tabii ki. Özellikle gecenin bir yarısı mail atmak yerine o ülkenin saat dilimini göz önünde bulundurarak iletişime geçmek önemli.)
Pek kolay olmayacak demiştim ama pes etmek yok, hadi devam ediyoruz.
7) Sponsor Bulabilmek
Çoğu uluslararası şirketin kendi web sitelerinde başvuru sayfaları var. Ama o da ne? “Çalışma ve oturma iznin yoksa” otomatikman seni eliyor mu? Evet öyle de bir şey var.
Sponsorluk o kadar kolay bulunamıyor maalesef ama uzmanlığınıza ve yetkinliğinize güveniyorsanız, bu yolu seçebilirsiniz.
Peki sponsor şirket ne demek? Bir şirketin seninle çalışmak istediğini, bulunduğu ülkeye belirtmesi. Şirket iş ilanı açarak bunu 28 gün yayınlar ve gerekli insanlarla iş görüşmesi yapar. 28 günün sonunda eğer kendi ülke vatandaşı veya Avrupa Birliği vatandaşı birini bulamazsa Türk vatandaşı olarak seni işe alıyor. Fakat iş açığı olan sektörler bu 28 günlük süreçten muaf.
Sonra sen bu sertifikayı iş vize başvuru belgesi olarak kullanıyorsun. Ve tekrar hatırlatmakta fayda var, özellikle son dönemde yaşananlardan sonra çalışma izni almak konusu biraz zorlaştı. Bu sebeple keşke bir şirket size sponsor olabilse.
8) Peki Beni Neden İşe Alsınlar?
Dili bilmeli ve işinizde, uzmanlığınızda iyi olmalısınız. Özellikle Skype mülakatları için de ön hazırlık ve çalışma gerektiriyor. Yabancılara karşı olan ön yargıyı aşabilecek vasıflarımız olmalı. Samimiyet, adaptasyon, çalışkanlık ve uzmanlık.
Gitmek istediğiniz ülkenin kendi web sitesinden detaylı bilgileri edinebilirsiniz, fakat basitçe birkaç ülkeyi şöyle paylaşabilirim:
Avustralya için ekşisözlük yazarının güzel bir entrysi burada. Aranan meslek listesi de hemen burada. Yeni mezunlar için geçici vize koşulları burada.
İsveç için aranan meslekler burada.
Kanada için aranan meslekler burada. Aranan kriterler ise burada.
Avusturya için kriterler burada.
İspanya için kriterler burada.
Freelence çalışmak için nispeten daha ucuz ve uygun yerler arıyorsanız da Tayland, Uruguay, Yeni Zelanda, Kamboçya ve Bali’yi de inceleyebilirsiniz.
9) Para, Para, Para…
Gelelim en can alıcı konuya. Para konusuna değinmemek oldukça naif olurdu. Çünkü yeni bir hayata başlamak için birikim şart.
Fakat yine belirtmek gerekir ki bu subjektif bir konu. Yani senin buradaki hayat şartların ve gideceğin ülkenin şartlarıyla alakalı. Ne istediğinle alakalı. Çoğumuz için konfor alanından çıkmadan önce bizi vazgeçiren en önemli etmenlerden.
Ama yaşam şartlarını araştırmadan cebinizde para olmadan giderseniz, yağmurdan kaçarken doluya tutulabilirsiniz aman ha! Bu sebeple planlarımızı çok daha rasyonel ve stratejik yapmak gerekecek. Ülkelere göre ortalama maaşlar ne kadar bilmek istiyorsan seni hemen buraya alalım.
10) Yabancı Bir Partner Bulmak Ya da Bulmamak
Bak işte bu konuda ben yardımcı olamam tamamen senin seçimine kalmış. Fakat her şeye rağmen bunun da bir yöntem olduğunu unutmamak gerek.
11) Sevdiklerini Geride Bırakma Hüznü, Bir Nevi Gurbet 🙁
İşte en ölçülemeyen değerlerden birisi daha.
Bu arada yurt dışında yaşayanlara sorduğunuzda ülkemiz cennet, harika ve muhteşem. “Peki, o zaman neden dönmüyorsunuz?” deyince genelde mavi ekran veriyor karşımızdakiler, değil mi?
Adı üstünde yurt(DIŞI). Evinden, sevdiklerinden, alışkanlıklarından ve konfor alanından uzaklaşmak sandığımız kadar kolay olmayabiliyor. Ama insan adapte olan bir varlıktır. Önemli olan nereye alışabileceğiniz. Unutmayın, alışmak sevmekten daha zor geliyor. 🙂
Darwin’in dediği gibi;
“Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan… Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan.”
İyice planlamadan, gerçek dışı beklentilerle, doğru soruları kendinize sormadan bu kararı vermeyin lütfen. Bir ülkede doğmanız, başka yerleri görmeyecekseniz, sadece orada yaşayacaksınız demek değil artık. Gerçekten isterseniz, istediğinizin bu olduğundan emin olursanız, adım adım planlarsanız ve bunun için gerçekten çaba gösterirseniz, yapabilirsiniz. Ve bu karar belki de hayatınızda verdiğiniz en iyi karar olabilir!