Zihninin İçinde Bu Kadar Çok Zaman Harcamayı Bırak!
Başarılı yazar Darius Foroux’un kendisinden dinliyoruz…
Seni tanımadan senin hakkında bir şey biliyorum. Eminim kafanın içinde çok fazla zaman geçiriyorsun.
Bilirsin işte, düşünmek, endişelenmek, streslenmek, korkmak… Ben buna meşgul bir zihin diyorum.
Düşüncelerinizin % 99’u yararsızdır. William James bununla ilgili şunu söylüyor:
“Pek çok insan düşündüğünü sanır ama aslında tek yaptıkları önyargılarını yeniden gözden geçirmektir.”
Hayatım boyunca pratik şeylere karşı takıntılı oldum. Pratik felsefe, pratik bilgi, pratik kitaplar, pratik çalışma ve pratik öneriler.
Bu fikir, Amerika’da 19. yüzyılda başlayan felsefi bir gelenek olan Pragmatizm’den geliyor. Harvard profesörü olan Charles Sanders Peirce “Pragmatizmin babası” olarak kabul ediliyor.
Fakat bu felsefeyi gerçekten tanımlayan eğitimli bir doktor olan filozof William James’di.
Düşünceler, endişe ve stres hakkında William James şöyle diyor:
“Strese karşı en büyük silah, bir düşünceyi diğerine tercih etme yeteneğimizdir.”
Pragmatizm aklın bir araç olduğuna inanır. Zihniniz sizin için çalışmalı, size karşı değil. Zihninde ustalaşmayan insanlar bunun mümkün olduğuna inanmazlar.
Derler ki: “Elimden düşünmekten başka bir şey gelmez.”
Yeterince pratik yapabilirsin. Bu bir yetenek.
Başka bir deyişle: Ne düşündüğüne karar verme yeteneğine sahipsin. Ya da düşünmemeyi seçebilirsin.
Ve bu hayatta öğrenebileceğiniz en önemli ve en pratik şeylerden biridir. Bu beceriyi öğrenmeden önce kafamın içinde saatler geçirirdim.
Ne kadar düşündüğünü düşün.
● “Patronumun ne düşündüğünü merak ediyorum?”
● “Ya işimi kaybedersem?”
● “Beni seviyor mu?”
● “Bence beni umursamıyor.”
● “Sadece başarısız olmaya devam ediyorum.”
● “Hayatım neden berbat?”
● “Hayatım neden harika ve diğer insanlarınki değil?”
● “Ya kansere yakalanırsam?”
● “İşim umurumda değil. Benim bir sorunum mu var?”
● “Başladığım hiçbir işi bitiremiyorum. Benim sorunum ne?”
Ve liste uzayıp gidiyor. Hepsi gerçekten saçma sapan şeyler. İnsanların endişe ettikleri şeyleri sorduğumda söylediği şeyler bunlar.
Bu düşüncelerin sana ne yaptığını biliyor musun? Suçluluk, öfke, acı…
Düşüncelerin %99’u yararsızdır. Aksine zarar verir.
Peki hangi düşünceler yararlı?
1) Sorunları nasıl çözebileceğinizi düşünmek. Her problem aslında cevaplanmamış bir sorudur. Beyninizi kullanın ve sorunları nasıl çözebileceğinizi düşünün. Bu dünyada bir sürü sorun var.
2) Bilgiyi anlama. Bu şu anlama gelir: Bilgiyi içselleştirmeye çalışın ve bu bilgiyi hayatınızı, kariyerinizi, işinizi, ilişkilerinizi vb. geliştirmek için nasıl kullanabileceğinizi düşünün.
Bu kadar. Diğer tüm düşünceleri görmezden gelebilirsiniz.
Sürekli düşünüyorsan, bunun nedeni henüz fikrini eğitememiş olmandan kaynaklı. Kendi kafandan çıkmalısın.
Çıkmazsan delirirsin. Herkes delirir. İstisna yok.
Ayrıca, muhtemelen o kadar çok düşünüyorsunuz ki yaşamı kaçırıyorsunuz. Bu sabah uyandığınızda güneş ışığını fark ettiniz mi? Ya da yağmur damlalarını? Kahvenin kokusunu fark ettiniz mi?
Cevabınız hayırsa, kesinlikle kafanızın içinden çıkmanız gerekiyor. Düşünmeyi bırak ve hissetmeye başla.
Şimdi şöyle düşünebilirsiniz: “İşe yaramaz düşünceleri düşünmeyi bırakmak için kendimi nasıl eğitebilirim?”
Farkındalık.
İşte burada başlıyor. Her sürüklenmeye başladığınızda bunun farkında olun. Sadece beyninizi gözlemleyin. Kendinizin dışına çıkın ve sadece düşündüğünüz o saçma şeyleri gözlemleyin.
Kendini yargılama. Bunu yaparsan, tekrar o aptal düşünceleri tekrar düşünmeye başlarsın.
Böyle anlarda yapmanız gereken bunu kendinize söylemek: “Ah bu çok sevimli bir düşünce ama şimdi gerçeğe geri dönelim. ”
– William James
Gerçeğe mi döndün? Gözlerinin ekrandaki harfleri okuduğunu hissediyor musun? Telefonunu elinde hissediyor musun? Bu bilgiyi hayatına nasıl uygulayacağını mı düşünüyorsun?
Harika. Aklını kullanıyorsun! Şimdi, o beynini kullanmaya devam et.
Çünkü beyniniz dünyadaki en güçlü araç.